Yalova'nın merkezinde huzurlu konaklama
GEZİ REHBERİ

TERMAL KAPLICALARI
Ülkemize TERMAL anlayışını kazandıran, Türkiye’de tek altın madalya sahibi olan tesisimiz, 4000 seneden fazla süredir faaliyet göstermekte, insanlara şifa dağıtmaktadır. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün : “Burası geleceğin su şehri olacaktır” sözleri ile onurlandırdığı tesisimiz, konaklamalı veya günübirlik ziyaretçi kabul etmektedir. Bizans ve Osmanlı eserleri barındıran tesisimiz “sit alanı” kategorisinde olup, tarihi yapı ve kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır.
Yalova Termal Kaplıcaları, 4000 sene önce bir takım doğa olayları sonucu oluşmuştur. 2000 seneden fazla süredir insanların şifa aradıkları yer haline gelmiştir.
Tarihte Pitiya olarak bilinen bölgede kurulu Yalova Termal Kaplıcaları, Yalova il merkezinden 12 km. uzaklıkta, Yalova Termal ilçesi içerisinde iki dağ arasında, bir arada ender görülen harika bir bitki örtüsü ile kaplı bir vadidir. 3600 dönüm orman arazisine sahiptir. Yalova Termal Kaplıcalarının ilk hamamları yaklaşık 1600 sene önce Bizans İmparatoru Constantinus (312-337) tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra çeşitli Bizans İmparatorları tarafından birçok tesis yaptırılmıştır. Osmanlı Yalova’yı fethettiğinde, başkent Bursa olması ve orada da kaplıca olması nedeniyle Termale gereken önem verilmemiştir.
Osmanlı zamanında ise Sultan Abdülmecid (1831 – 1861) tarafından imar edilmiştir. Sultan Abdülmecid’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultanın burada romatizmalarına şifa bulması buranın ünlenmesine sebep olmuştur. Bu yüzden Sultan Abdülmecid buraya yeni banyolar ve köşkler yaptırmıştır. Termalin şu anda kullanılan yollarını açmıştır. Daha sonrada Sultan II. Abdülhamid ( 1876 – 1908 ) zamanında yeniden ünlenmiştir. Suyun ilk tahlilleri yaptırılmıştır. Buraya yeni hamamlar, köşkler ve gazinolar yapılmış, tarihi eserler restore edilmiştir. Burası dünyanın en gözde sağlık ve eğlence merkezi haline gelmiştir. İşletilmesi için yabancı sermayedarlara verilerek işletilmiştir. Ancak önce Balkan Savaşı (1912-1913), I. Dünya Savaşı (1918 – 1922) ve Kurtuluş Savaşı (1919-1923) zamanlarında yabancı sermayedarlar ve ortaklar kaçmıştır. Kaderine terk edilen kaplıcalar unutulmuştur.
Yalova Termal Kaplıcaları’nın kaderi, 19 Ağustos 1929 ‘da ulu önder M. Kemal Atatürk’ün gelmesiyle değişmiştir. Termal’e hayran kalan Atatürk, buranın dünyaca ünlü bir sağlık merkezi ve su şehri olması için büyük çaba sarf etmiştir. Türkiye’nin bir çok yerinden meşhur ustaları getirerek buranın yeniden imar ve ihyasını sağladı. Bugün Yalova Termal Kaplıcaları’nın dünyaca üne sahip olması Atatürk’ün sayesindedir.
Yalova Termal Kaplıcaları, 1. dereceden doğal, arkeolojik ve tarihi sit alanıdır. İstanbul’a deniz yoluyla 1 saat, Bursa ve İzmit’e karayoluyla 1 saat uzaklıktadır. Yalova merkeze uzaklığı 12 km ‘dir. Yalova feribot iskelesinden devamlı minibüs ve belediye otobüs seferleri vardır.
YÜRÜYEN KÖŞK
Atatürk, 21 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’dan Bursa’ya gitmek üzere yola çıkar. Ertuğrul yatıyla Yalova açıklarından geçerken sahilde gördüğü ulu çınar O’nu çok etkiler. Tekneyle kıyıya çıkıp ağacın gölgesinde oturan Atatürk, çınarın yanına kendisi için küçük bir ev yapılmasını ister. Ahşap iki katlı bu ev 22 günde yapılarak 12 Eylül 1929’da tamamlanır.
Tam bir yıl sonra 1930 yılının yaz aylarında Atatürk Millet Çiftliği’ndeki köşküne gelir. Köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Ağacın dallarının binanın çatısına ve duvarına dayandığını öğrenen Atatürk o meşhur emrini verir “Dal kesilmeyecek Köşk kaydırılacak! ”

Çevre bilinçlenmesi konusunda bir ilk teşkil eden bu olaydan sonra yapının adı “Yürüyen Köşk” olur. Mustafa Kemal Atatürk, dönemin önemli Türk ve yabancı devlet adamlarını burada ağırlamış, Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihine yön verecek önemli kararlarını yine bu köşkte almıştır. Atatürk köşke 1930-1937 yılları arasında aralıklarla gelip gitmiştir.

KAĞIT MÜZESİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi belgelerle varlığı kanıtlanabilen ilk kağıthanesi İlimiz Yalova’ya bağlı Elmalık Köyü’nde kurulmuştur. İlk Matbaacımız olan İbrahim Müteferrika tarafından çalıştırılmış olan bu kağıthane o dönem tamamen ithal bir ürün olan kağıdın yerli üretimini gerçekleştirmiş olması bakımından önemlidir.
Medeniyet Elçisi olarak adlandırılan kağıdın binlerce yıllık tarihini Kağıthane-i Yalakabad adına gözler önüne seren Yalova Belediyesi İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi, ülkemizin de ilk kağıt müzesi olması açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.
Bu müzede Kağıdın Tarihi, Üretimi, Korunması, Kağıt Sanatları, Türkler ve Kağıt, Kağıt Sanayii, Kitabın ve Kütüphaneciliğin Tarihi gibi konularda oluşturulan bilgi panolarının yanısıra oluşturulan üretim atölyesinde ziyaretçiler kendi kağıdını üretebilecekler.
El yapımı doğal kağıt ile yepyeni bir ürün sunan Kağıt Müzesi dünya Kağıt Müzeleri yetkililerince de desteklenmektedir. Yüzlerce bilim insanı tarafından gönüllü danışmanlık yapılan müze, Kağıtçılık Tarihi konusunda bir ihtisas merkezi olma yolunda çalışmalar yürütmekte olup, oldukça zengin bir belge kütüphanesine sahiptir.
KARACA ARBORETUM
Karaca Arboretum (Ağaç Parkı) Hayrettin Karaca tarafından 13,5 hektar arazi üzerinde kurulmuştur. Bugün yaklaşık 7 bin civarında değişik bitki türü, alttür, varyete ve kültür formunu barındırmaktadır.
Karaca Arboretum Türkiye’nin ilk özel Arboretumudur. Dikkate değer koleksiyonları Acer, Prunus, Malas, Magnolia, Quercus, Betula, Pinus, ağabeyes, Picea cinslerine ait önemli birçok tür ve kültür formunu barındırmaktadır. Karaca Arboretumu’nu senede 15 bin civarında yerli ve yabancı kişi ziyaret etmektedir.

Karaca Arboretum Faaliyetleri
Karaca Arboretum’un en önemli faaliyetleri; üniversite öğrencilerine staj imkânı sağlamak, halka açık olduğu için halkın konuyla ilgili bilgisini artırmak. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yapılan Arboretum ve Botanik bahçelere bitki materyali sağlamak, bahçıvan eğitimi vermek, dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan arboretum ve botanik bahçeleri ile tohum değişimi yapılması, bitki koleksiyonunu genişlemeye devam etmek, arboretum alanı içinde yeni bahçeler yapılması gibi faaliyetler içermektedir.
Tüm bu faaliyetler için gerekli finansman, Karaca Arboretum’da bulunan Karaca Arboretum Fidanlığı faaliyeti ile sağlamaktadır. Fidanlık haftanın her günü açıktır.
Karaca Arboretum Haziran 2004 de Uluslararası Dendroloji (Ağaç Bilimi) Cemiyeti tarafından bir ödüle layık görülmüş ve 27 Haziran 2004 de bu ödül Uluslararası Dendroloji Cemiyetinin Başkanı tarafından Karaca Arboretum da düzenlenen törenle Sn. Hayrettin KARACA’ya takdim edilmiştir.
Bu ödül dünyada şimdiye kadar 14 Arboretum ya da Koleksiyon bahçesine verilmiştir. Karaca Arboretum da bu ödülü alan 15. Arboretum olmuştur.
Karaca Arboretum Canlı Ağaç Müzesi Ziyaret Saatleri:
10.00-12.00 / 13.00-17.00